30 Kasım 2008 Pazar

Ne İcindeyim Zamanın

Ne icindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare,geniş bir an'ın
Parcalanmaz akışında.

Bir garip rüya rengiyle
Uyumus gibi her şekil,
Rüzgarda açan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

Başım sükutu ogreten
Ucsuz,bucaksız değirmen;
İcim muradına ermiş
Abasız,postsuz bir dervis;

Koku bende bir sarmaşık
Olmuş bir dünya sezmekteyim,
Mavi,masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.

Ahmet Hamdi Tanpınar.

29 Kasım 2008 Cumartesi

Hoşçakal

Kendime kızıyorum çoğu zaman
Nedenlerime
Amalarıma
Anlamsız geliyor

Sonra kızmaktan vazgeçiyorum yine o kızdığım nedenlerimle..
O kadar anlamsız bir zaman geçirmişim ki
O kadar acımasız dakikaları sindirmişim ki
Şimdi vurdumduymaz bir acı makinesi gibi saldırıyorum doğan güne

Eksiyi öldürebilmek istiyorum belki de? eskiyi daha da eskitmeden yok edebilmek.
Boş geçen zamanı nasıl da doldurabilmek isteğiyle yanıyordum oysa
Oysa anlamlıydı bir ara bunca anlamsızlık..
Şimdi önümde sana sunmam gereken güzel bir veda var
İçince sadece ama sadece bana ait olan güzel anılarla beraber

Kısa olmalı ki uzun vadede hatırlanmasın
Unutulması gereken çok şey yok
Her şey kelimelerle başlamıştı
Yine kelimelerle bitmeli

O yüzden sadece,

Hoşçakal
Sindiremedim

BİRİSİ

Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki

Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek

Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucunda

Dost Dediğin

Dost dediğin
Dostun yüreğinden geçeni bilmeli
Dost dediğin
Dostunu karşılıksız sevmeli
Dost dediğin
Verecekse almadan vermeli
Dost dediğin
Yüreği kan ağlarken, dost için gülmeli
Dost dediğin
Kara toprak gibi sadık kalabilmeli
Dost dediğin
Sığınacak yerin yoksa kucağını açabilmeli
Dost dediğin
Güne sıcak bir güneş olup doğabilmeli
Dost dediğin
Geceye parlayan yıldız olabilmeli
Dost dediğin
Sırtını yasladığın asırlık bir çınar
Dost dediğin
Gerektiğinde bir kalkan olabilmeli
Dost dediğin
Kahpe kurşuna göğsünü siper yapabilmeli
Dost dediğin
Velhasıl dost olduğunu bilmeli
Dost dediğin
İki yüreği bir beden sayabilmeli
Ben herkese dost demem
Benim dostum
Yüreğimin sesini uzaklardan duyabilmeli
Dost o zaman dosttur
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş olabilmeli

Atatürk Ağlamasın

Düşmanlar gülüyor
Dostları nerede
Atatürk ağlıyor

Gaziler uyuyor
Bayramlar nerede
Atatürk ağlıyor

Şehitler küsüyor
Gençleri nerede
Atatürk ağlıyor

Dereler akmıyor
Güneşi nerede
Atatürk ağlıyor

Tabiat kurumuş
Ormanlar nerede
Atatürk ağlıyor

Ekinler kurumuş
Efendi nerede
Atatürk ağlıyor

Balıklar ölüyor
Denizler nerede
Atatürk ağlıyor

Kuyusu kazınmış
Seveni nerede
Atatürk ağlıyor

Düşmanı koruyan
Yalaka nerede
Atatürk ağlıyor

Doğrular kovulmuş
Köyleri nerede
Atatürk ağlıyor

Hainler korunmuş
Yiğitler nerede
Atatürk ağlıyor

Atayı savunan
Aydınlar nerede
Atatürk ağlıyor

Vatanı gidiyor
Askerler nerede
Atatürk ağlıyor

Akşamlar geliyor
Sabahlar nerede
Atatürk ağlıyor

Şeriat geliyor
Laikler nerede
Atatürk ağlıyor

Kasımlar ağlıyor
Nisanlar nerede
Atatürk soruyor

Hüzünler çağrıyor
Mutluluk nerede
Atatürk ağlıyor

Gülmeyi unutmuş
Çocuklar nerede
Atatürk ağlıyor

Sevmeyi unutmuş
Gönüller nerede
Atatürk ağlıyor

Bırakın kavgayı
Dostluklar nerede
Atatürk ağlıyor

Bırakın savaşı
İnsanlık nerede
Atatürk ağlıyor

Atatürk ölüyor
Dernekler nerede
Vatanı ağlıyor

Nesin sen.?

Yarım kalmış sevdamla esirinim
Ucuz aklımla, peşinde koşarım
Umudumla senin aşkını taşırım
Ah ben seni, sensizce yaşarım

Yanık yüreğimde sen yaşarsın
Yaktığın külümde sen varsın
Savurursun beni hasretle esersin
Küllerimden bensiz dünya kurarsın

Eksik kalmış bir hikayedesin
Ne kavuşulan, ne ayrılansın
Vuslatınla içimde sen yaşarsın
Ne geldiğin, ne gittiğincesin

Yarım yamalak bir dünyasın
Sevda rüzgarının sert esenisin
Belirsizliğinde beni vuransın
Ne yaşattığın, ne yaşadığımsın

Otopsi

Ah şu köşe başındaki dilenci ben olsaydım
Sabahtan akşama dek yolunda bekleyen
Seni her görüşünde ardından uzun uzun bakıp
Her defasında bir rahatlıkla konuşan
Dualarla biten cümleleri yüzüne haykıran
Gözlerinle temasa çalışan gözleri aslında kıvrımlarında dolaşan
Her görüşünde seni daha da efkarlanan olsaydım

Olsaydım da hani
O dilenci bakmamış
O dilenci görmemiş
O dilenci duymamış olsaydı seni

Olsaydım da hani
O çirkin gözler kıvrımlarında dolaşmasaydı vücudunun

Ne kıskansaydım seni
Ne de kıskandırsaydın beni
Otopsi sonucum farklı olsaydı ah...